Astana’da Horasan Erenleri Tanıtıldı
Astana Yunus Emre Türk Kültür Merkezi tarafından G. Avrasya Üniversitesinde düzenlenen toplantıda Türk-İslam medeniyetinin iki düşünürü çeşitli yönleriyle tanıtıldı.
Toplantıya konuşmacı olarak Kazakistan Senatörü Prof. Dr. Esim Garifolla, Kazakistan Uluslararası Dinler ve Medeniyetler Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aydar Abuov, L. Gumilev Avrasya Üniversitesi Türkoloji Bölüm Başkanı Mırzatay Joldasbekov, L. Gumilev Avrasya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Dihan Kamzabekulı ve Uluslararası İlişkiler Fakültesi Dekanı Baubek Somjürek, Kazakistan Cumhuriyeti Din İşleri Başkanlığı Başkan Yardımcısı Aynur Abdirasilkızı ve Ahmet Yesevi Uluslararası Kazak-Türk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Bahadır Gücüyeter katıldı.
Ahmet Yesevi ve Yunus Emre Medeniyetimizin Temel Taşı
Prof. Dr. Mırzatay Joldasbekov, Ahmet Yesevi ve Yunus Emre’nin, milletlerin karakterinin oluşmasında rolü olan çok önemli iki isim olduğunu vurguladı.
1928 yılında Türkoloji kongresinde Türkiye ile Orta Asya devletleri arasına bir sınır oluşturmak amacıyla ortaya atılan “Türki” kelimesinin de aslında temeli olmayan siyasi bir terim olduğunu belirten Joldasbekov, kendini Türk olarak tanımlanmanın bir rahatsızlık oluşturmaması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Garifullah Esim ise, Yunus ve Yesevi arasında 130 yıllık bir zaman farkı olmasına rağmen ikisinin de aynı kaynaktan beslendiğini ve insanlığın da Allah’a gitmenin sevgi yolunu, bu iki insandan öğrendiğini belirtti.
Prof. Dr. Kazabekulı: “Yunus Emre Divanı Kazakçaya Çevrilmeli”
Dinler ve Medeniyetler Birliği Başkanı Prof. Dr. Aydar Abuov da, Türk-İslam medeniyetinin temel taşı olan Ahmet Yesevi ve Yunus Emre için daha kapsamlı çalışmaların yapılması gerektiğini belirtti.
Ahmet Yesevi Üniversitesinden programa katılan Yrd. Doç. Dr. Bahadır Gücüyeter, iki şairin de öncelikli olarak gönül kavramını yücelttiklerini, İslam’ı tasavvuf yoluyla halka ulaştırdıklarını örnek metinler üzerinden anlattı. Milletlerin bayrak şahsiyetlere ihtiyacı olduğunu Türkiye’nin Yunus Emre adıyla dünyaya açıldığını, Kazakistan’nı da Yesevi ile bunu gerçekleştirebileceğine inandığını ifade etti. Son olarak konuşan Avrasya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Dihan Kazabekulı ise, Yunus Emre Divanı’nın Kazakça çevirisinin doğru biçimde yapılmasının akademik gençlik açısından önemli olduğu vurguladı.
Toplantı, Kazak ve Türk lezzetlerin yer aldığı kokteyl ile sona erdi.