Üsküp’te Ünlü Tarihçi Balabanov Konferans Verdi
Üsküp’te, YETKM ev sahipliğinde sanat tarihçisi Kosta Balabanov’a adanmış bir saygı akşamı düzenlendi.
Programda bir konuşma yapan İlhami Emin, Balabanov’un Türk kültürel mirasına katkılarının sonsuz olduğunu belirterek ünlü sanat tarihçisinin, ön yargılı bazı çevrelerin geçmişte Türklerin fresklere, kiliselere zarar verdiği söylemlerine karşı çıktığını ve bunları da belgeleriyle çürüttüğünün söyledi.
Balabanov’un bir defasında ‘Ben Ermeni’yim, ama her şeyden önce bir bilim adamıyım’ dediğini hatırlatarak “Misafir olduğum evinde, sade yatağı, beş dilde yayınlanmış on bin kitabı, beyaz güvercinleri, papağanı ile Kosta, tüm insanlığı kapsayan bir kişiydi.” dedi.
Balabanov Üsküp’ü ve Osmanlı'yı Anlattı
Ardından Kosta Balabanov “15.Yüzyılda Üsküp’teki Türk İslam Eserleri” konulu bir konferans verdi. Balabanov’un konuşması Makedonya’nın tanınmış kültür ve bilim insanları başta olmak üzere 150’ye yakın kişi tarafından ilgi ile dinlendi. Dinleyiciler arasında T.C. Üsküp Büyükelçiliği Ticaret Baş Müşaviri Şenol Türkyılmaz, Mateya Matevski, Emekli Diplomat Luan Starova, Etnolog Elizabeta Koneska, Eski Kültür Bakanlarından Fahri Kaya, İlhami Emin, Prof. Dr. Numan Aruç, Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Özbay ve Dr. Ramadan Doğan gibi isimler de bulunuyordu. Konferans sonunda Balabanov’a Kültür Merkezi tarafından bir hediye takdim edildi. Balabanov birbirinden ilginç gravürlerle süslediği konferansında 15 yüzyılda Üsküp’ü ve Üsküp’ün sembol yapılarını anlattı.
Balabanov 1392 yılında şehrin Osmanlılar tarafından alınmasıyla başlayan ilk on yıllık süreçte doğal olarak Türklerin birçok dinî mekân inşasına başladığını, ancak bunların oldukça mütevazı ölçülerde olduğunu söyleyerek sonraki süreçlerde daha görkemli cami ve yapıların şehirde inşa edilmeye başladığını anlattı. Özellikle son dönemlerde, tarihte bu yapıların inşası sırasında birçok başka dinî ve yerel yapıların yok edildiği gibi bazı iddiaların ortaya atıldığını belirten Balabanov “Yazılı belgelere ve gravürlere dayanarak bunların iddia edildiği şekilde olmadığını kanıtladım.” dedi. Örnek olarak da 1436’da inşa edilen Sultan Murat Camii ile ilgili çalışmalarını veren Balabanov, Taş Köprü, Burmalı Camii, Mustafa Paşa Camii gibi eserlerle ilgili öne sürülen iddiaların gerçek dışılığını da dile getirdi.
Balabanov: Osmanlılar Nehrin Akış Yönünü Değiştirdiler
Kosta Balabanov, Baş Sinan Kervansarayı ve Davut Paşa Hamamı önündeki Taş Köprü’ye kadar uzanan Bezistenle (Büyük görkemli girişlerinin olduğu, ondan fazla minareli, 24 dükkanlı) ilgili tespitleri de ilgiyle dinlendi. Bu yapılardan hem Evliya’nın hem de zamanın İngiliz ve Batılı gezginlerin anılarında övgüyle bahsettiğini sözlerine ekleyen Balabanov, Osmanlıların şehre gelişlerinin ilk 100 yılında yaptıkları en ilgi çekici işlerden birine örnek olarak da, Vardar Nehri’nin akış yönünü değiştirerek bugünkü yatağının oluşturulmasını verdi. Balabanov ‘Osmanlılar sularının gücü değirmenleri çalıştırmaya yetmeyen Vardar Nehri’ni Treska ve diğer bir üçüncü akarsu ile birleştirmiş ve Vardar’ın bugün Üsküp’te bilinen yatağında, kale önünden akışını sağlamışlardır. Ayrıca su kemeri de inşa etmişlerdir’ diyerek bugün bilinenin aksine su kemerinin Justiananus zamanında inşa edilmediğini kaydetti.
Balabanov, gerçekleştirmiş olduğu bu çalışmalar sırasında büyük destek gördüğü meslektaşı ve yakın dostu Lidya Kumbaracı’ya da teşekkür etti.
Kosta Balabanov
Kosta Balabanov 1929 yılında İştip’te doğdu. Makedon sanat tarihçisi, film ve televizyon senaristidir. 1953 yılından itibaren Kültür Eserlerini Koruma Enstitüsünde sanat tarihçisi olarak görev yapmaktadır. 1955 yılında Üsküp Felsefe Fakültesi Arkeoloji Sanat Tarihi Bölümünden mezun oldu. Orta Çağ sanat uzmanı olarak 1955 yılında Demir Hisar Topliçki Manastırı araştırmalarına yönelik olan ilk kitabını yayınladı. O günden bugüne 200’ü aşkın bilim çalışması ve Orta Çağ’a yönelik 24 kitap yayınladı. 1965 yılında “Osmanlı Döneminde Makedonya’da İkon Boyama Tekniği” konusunda doktorasını yaptı. Makedon-Japon Dostluk ve İşbirliği Derneği Başkanlığını yürüttü. Japonya’nın Üsküp Fahri Konsolosluğu görevinde bulundu. 2001 yılında Japon Fonu Ödülü’nü kazandı.